Sıcak yaz günlerinde araç iç sıcaklığının artması, güneş ışınlarının camlardan geçmesi ve iç mekan yüzeylerine çarpmasıyla oluşur. Bu yüzeyler, güneş enerjisini emer ve bu enerji daha sonra ısı olarak aracın içinde hapsedilir. Isı geçirmez camlar bu sorunu çözebilir gibi görünse de, bazı teknik ve pratik nedenlerden dolayı yaygın olarak kullanılmazlar:
Görüş ve Güvenlik: Tamamen ısı geçirmez camlar, ışığın içeri girmesini de engelleyebilir, bu da sürücünün görüşünü olumsuz etkileyebilir ve güvenlik sorunlarına yol açabilir. Camlar, hem ısıyı engelleyip hem de yeterli miktarda ışık geçirebilmelidir.
Maliyet: Isı geçirmez camlar, standart camlara göre çok daha pahalı olabilir. Bu tür camlar genellikle daha gelişmiş üretim teknolojileri gerektirir ve bu da maliyeti artırır. Otomotiv sektöründe maliyet önemli bir faktördür.
Ağırlık: Isı geçirmez camlar, genellikle standart camlardan daha kalın veya farklı materyallerle üretilir, bu da aracın ağırlığını artırabilir. Ağırlık, yakıt verimliliği ve araç performansı üzerinde olumsuz etkiler yapabilir.
İnovasyon ve Yasal Düzenlemeler: Gelişmiş cam teknolojileri sürekli olarak gelişmekte, ancak bu tür yeniliklerin yaygınlaşması zaman alabilir. Ayrıca, camların ışık geçirgenliği ile ilgili yasal düzenlemeler de ısı geçirmez camların kullanımını sınırlayabilir.
Alternatif Çözümler: Araç içi sıcaklığını kontrol etmek için birçok başka çözüm mevcuttur. Örneğin, UV filtreli camlar, güneş yansıma filmleri, klima sistemleri ve güneş perdeleri gibi teknolojiler, ısıyı azaltmak için yaygın olarak kullanılır.
Isı geçirmez camlar yerine, güneş ışınlarını bloke eden ve UV koruması sağlayan camlar daha yaygın olarak tercih edilmektedir çünkü bu camlar hem güvenlik, hem görüş hem de konfor açısından daha dengeli bir çözüm sunar.